Vasiyetnamenin İptali Türk Medeni Kanunumuzda, miras bırakanın ölümü veya gaipliği halinde, mal varlığının kimlere nasıl ve ne şekilde intikal edeceği düzenlenmiştir. Miras bırakan mal varlığını Türk Medeni Kanununda belirlenen kurallara göre mirasçılarına bırakabilir. Ancak miras bırakan her zaman Kanunun belirlediği kurallar çerçevesinde hareket etmek istemeyebilir. Miras bırakan isterse ölüme bağlı tasarruflardan biri olan vasiyetname ile malvarlığını istediği kişi ve kişilere intikal ettirebilir. Bir önceki yazımızda Vasiyetnamenin ne olduğunu ve nasıl düzenlendiğini açıklamıştık.
Miras bırakan vasiyetname yolu ile malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunurken dikkat etmesi gereken bazı hususlar vardır. Miras bırakan vasiyetname yolu ile malvarlığını paylaştırırken çoğu zaman yasal mirasçılarının saklı paylarını ihlal etmektedir. Miras payı ihlal edilen yasal mirasçılar, tenkis davası yoluna başvurarak ihlal edilen saklı paylarını alabilirler. Bunun yanı sıra belirteceğimiz sebeplerle vasiyetnamenin iptali söz konusu olabilecektir. Bunlar;
- Vasiyetname miras bırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı sırada yapılmışsa vasiyetname iptal edilecektir. Türk Medeni Kanunun 502.maddesi gereğince vasiyetname düzenleyebilmek için ayırt edebilme gücüne sahip ve on beş yaşını doldurmuş olmak gerekmektedir.
- Vasiyetname yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucu yapılmışsa, yasal mirasçılar veya vasiyetname alacaklısı tarafından vasiyetnamenin iptali istenebilir.
- Vasiyetnamenin içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise, vasiyetnamenin iptali istenebilir.
- Vasiyetname, kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa, vasiyetnamenin iptali istenebilir.
Yazı İçeriği
Vasiyetnamenin İptali Davası Zamanaşımı
Türk Medeni Kanununa göre vasiyetnameye ilişkin hükümler 531.-544.maddeler arasında düzenlenmiştir. Ölüme bağlı tasarrufların iptaline ilişkin davaların hangi sürede açılacağı 559.maddede açıklanmıştır. TMK .559 ‘’ İptal davası açma hakkı, davacının tasarrufu, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden, iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle düşer.’’ İPTAL DAVASI AÇMAK İÇİN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE BİR YILDIR.
Yargıtay uzun yıllardır içtihatlarında öğrenme tarihini vasiyetnamenin sulh hukuk mahkemesince açılıp okunması kararının kesinleştiği tarih olarak kabul etmiştir. Ancak 2020 yılında görüş değişikliğine giderek öğrenme tarihini vasiyetnamenin açılıp okunması kararının kesinleştiği tarih olarak değil, davacının vasiyetname içeriğini öğrendiği tarih olarak kabul etmiştir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/10272Esas, 2015 /13864 Karar, 09.09.2015 Tarihli kararı “Vasiyetnamenin açılıp okunduğunun tespit edilmesinin amacı, mirasçıları ve lehine kazandırma yapılan kişileri bilgilendirme ve yasal haklarını kullanmayı temine yönelik bir işlemdir. Vasiyetname usulünce açılıp ilgililere tebliğ edilmeden TMK’nın 559. ve 571.maddesinde gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süreler işlemeye başlamaz. (…)
Davacılara usulüne uygun vasiyetname tebliğ edilmediği anlaşıldığından, davacıların davasını 06/09/2011 tarihinde kanundaki 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açtığı gözetilerek, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.”
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi 2019/4002 Esas, 2020/80 Karar, 14.01.2020 Tarihli kararı “Her ne kadar, Dairemizin önceki uygulamalarında; mirasçılar tarafından vasiyetnamenin iptali olmadığı takdirde tenkisi istemiyle açılan davalarda, bir yıllık hak düşürücü sürenin, vasiyetnamenin TMK’nın 595 ila 597’nci maddeleri uyarınca sulh hukuk mahkemesince açılıp okunmasına dair kararın kesinleştiği tarihte işlemeye başlayacağı kabul edilmiş ise de, yukarıda belirtilen kanun maddelerinin açık hükmü doğrultusunda Dairemizce görüş değişikliğine gidilmiş ve bir yıllık hak düşürücü sürenin, iptal davalarında; davacının vasiyetnameyi, iptal sebebini ve kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten itibaren, tenkis davalarında ise saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayacağı görüşü kabul edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacının, miras bırakanın 27/11/2012 tarihinde ölümü ile mirasçı sıfatını kazandığı, miras bırakana ait el yazılı vasiyetnamenin teslim edildiği Bodrum Sulh Hukuk Mahkemesince 31/10/2013 tarihli celsede açılarak davacının da aralarında bulunduğu bir kısım yasal mirasçıların yüzüne karşı okunduğu, dolayısıyla davacının vasiyetnameyi ve buna bağlı olarak saklı payının zedelendiğini bu tarihte öğrendiği, 27/02/2015 tarihinde ise davacının miras bırakanın sağlığında gerçekleşen olgulara dayanarak vasiyetnamenin iptalini olmadığı takdirde ise saklı payının zedelendiği iddiasıyla tenkis istemini içeren işbu davayı açtığı, davacının vasiyetnameyi ve saklı payının zedelendiğini öğrendiği tarih ile işbu davayı açtığı tarih arasında bir yıllık hak düşürücü sürenin dolmuş olduğu anlaşılmaktadır.”
Hak düşürücü sürenin başlangıcı konusundaki görüşünü değiştiren Yargıtay, yukarıda sunduğumuz iki Yargıtay kararından birinde davacının vasiyetnamenin açıldığı sulh hukuk mahkemesi duruşma tarihini, diğerinde ise sulh hukuk mahkemesi tarafından davacıya yapılan tebligatın tarihini hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak kabul etmiştir.
Vasiyetnamenin İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Vasiyetnamenin iptali için mirasçı ya da vasiyet alacaklıları Asliye Hukuk Mahkemesine giderek dava açabilirler. Miras konusu olan malların değil mirası bırakan kişinin yerleşim yerinde bulunan mahkemeye başvurulur. En son ikametgâh yeri mahkemeleri kesin yetkilidir.
Leave A Comment